Osmanlı İmparatorluğu’nun Uzun Süreli Padişahı: Abdülhamid Han Kimdir?
Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. padişahı olan Abdülhamid Han, 21 Eylül 1842 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Kendisi, Sultan Abdülmecid’in oğlu olarak dünyaya gelmiş ve Osmanlı tahtına çıktığı 31 Ağustos 1876 tarihinden itibaren 33 yıl süresince hüküm sürmüştür. Abdülhamid Han’ın saltanatı, özellikle iç ve dış politikada uyguladığı stratejilerle bilinir. Bu stratejiler, imparatorluğun son dönemlerine denk gelmesi ve birçok zorlukla mücadele etmesi gerektiği bir dönem olarak tarihe geçmiştir.
Abdülhamid Han, Batı etkilerine karşı geleneksel Osmanlı değerlerini koruma amacı gütmüş ve bu yüzden “Ulu Hakan” olarak da anılmıştır. Yönetim anlayışı, sıkı bir merkeziyetçilik ve mutlakiyetçilik üzerine kurulmuştur. Ancak bu durum, zaman içinde birçok iç ve dış sorunun alevlenmesine neden olmuş ve çeşitli isyanlar ile karşılaşılmasına zemin hazırlamıştır. Abdülhamid Han, istihbarat teşkilatını güçlendirmiş ve baskıcı politikalarıyla tanınmıştır. Bu politikalar, hem yurt içinde hem de yurt dışında birçok tartışmanın odağında yer almıştır.
Abdülhamid Han’ın Saltanatının Son Yılları ve Mirası
Abdülhamid Han’ın saltanatının sonlarına doğru, Osmanlı İmparatorluğu büyük bir baskı altındaydı. İmparatorluk, dış borçlar nedeniyle mali krizlerle mücadele ederken, içeride ise Jön Türkler gibi reformist grupların baskısı artmıştı. 1908 yılında Jön Türklerin yaptığı İkinci Meşrutiyet’in ilanı ile Abdülhamid Han, meşrutiyet yönetimini kabul etmek zorunda kalmış ve 1909 yılında tahttan indirilmiştir. Tahttan indirilmesinin ardından hayatının geri kalanını İstanbul’da, Beylerbeyi Sarayı’nda geçiren Abdülhamid Han, 10 Şubat 1918 tarihinde hayata veda etmiştir.
Saltanatı boyunca birçok önemli projeye imza atan Abdülhamid Han, özellikle eğitim ve altyapı alanında yapılan reformlarla dikkat çeker. Ayrıca, Hicaz Demiryolu gibi büyük projeleri hayata geçirmiştir. Bu projeler, hem Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme çabalarını gösterir hem de Abdülhamid Han’ın idari ve teknolojik ilerlemeye verdiği önemi ortaya koyar. Abdülhamid Han’ın mirası, Türk tarihinde oldukça çelişkili bir yere sahiptir; kimileri tarafından despot bir yönetici olarak görülse de kimileri tarafından ise devleti yıkımdan kurtaran bir lider olarak değerlendirilir.
